16 Kasım 2017 Perşembe

2018 Gelecek/Beklenen Serileri
Overlord - 2.sezon (ocak)
Dagashi Kashi - 2.sezon
FLCL - 2 ve 3.sezon
Boku no Hero Academia - 3.sezon
Date a Live - 3.sezon
Tokyo Ghoul - 3.sezon
Fate Extra - Last Encore (ilk sezon)
(Sword Art Online için, bağlantılı iki seri çıkacağı açıklandı)

Yeni gelecek ve beklenen seriler arasında bunlar en popüler ve iyi olanları. Tabi yeni, o kadar bilinmeyen ama iyi serilerde gelmeye devam edecek ama o kadar duyurulmadan. Gerçi duyurulan ve hazır izleyici kitlesi olan Highschool DxD de 2018 de devam edecek seriler içinde yer alıyor ama ilk sezondan beri, 3 sezon çizimleri için çalışılan stüdyo'nun değiştirilmesi ile gelecek olan 4 sezonda hikaye ve sesler harici "Ben aslında Chuunibyou Demo Koi ga Shitai seriyim ama çaktırmıyorum" diyor. Gakuen(学園) tarzı denilen bu tür genel tatlı-okul seriler ile eski seri bağdaşmıyor. Studyo ile sorun çıkmışsa, yerine başka ve eski çizimlere yakın ya da daha iyi çizebilecek bir stüdyo ayarlanmalıydı. DxD, 2.sezondan sonra stüdyosu ecchi ve komedi türünde bir seri çıkarmış ve çizim olarakta DxD'nin tarzını biraz daha keskin çizgilerle kullanmışlardır. Üzerinden zaman geçse de DxD hayranları ve yeni izleyici kitlesi tarafından izlenerek kar ile yapım bütçesini fazlasıyla karşılamıştır. Sadece buna bakılarak bile devam denmesi gerekirdi ki sonuçta DxD yi satan ilk başında iblisXharem konusu olsa da novel'ı için, animesinde konu ve özellikle kaliteli çizimleri olmuştur. DxD, novel olarak başlamış ve ilk sezon animesinden sonra ikinci sezona az kalmışken mangası yapılan bir seridir. Yalnız manga satışları o kadar başarılı değildir çünkü çizimleri yeterince iyi değildir.

Mangalardan bahsederken günümüzde sevilen iki seriye değinmeden olmaz. İlki Shingeki no Kyojin. SnK animesinin ilk sezonundan sonra Sword Art Online gibi sadece novel değil mangasının olduğunu duyan hayranları tarafından bayağı alınan ve sonra dan manga satışları orta düzeyden yükseğe ve yeniden orta düzeye düşen bir mangadır. Neden mi? Çünkü çizimleri o kadar iyi değildi. Anime stüdyosu'nun iyi ve yerinde çizgileri mangasından esinlenmiş ve güzel yapılmıştı ama hayran kitlesi bu çizimlere ayarlanınca(mangasının devamında ne olacağını merak edemeyerek), maalesef çizimler konusunda biraz hüsran yaşadılar. Çünkü anime stüdyosu daha iyi bir iş çıkarmıştı. Bu olayı mangakasının fark etmesi ve artık kesinleşen uzun seri olduğundan dolayı çizimlerini geliştirerek daha iyi yaptı ve satışları arttırdı.
İkinci seri ise, Boku no Hero Academia'dır. Yukarıdaki durumun tam tersine başından güncel son bölüme kadar manga çizgileri aynı ve anime stüdyosu ile yakın olduğundan, animesi sonrası mangasının satış rakamları güncel olarak artmıştır.

İnternet sayesinde bir Manga Hakkında Bilinmeyeler? - JUMP

İnternet sayesinde çoğu kişi yeni ya da bildikleri mangaları haftalık olarak takip edebilmektedir. Bunu herkes biliyor ama bazı kişilerin bilmedikleri ise güncel takibin aslında nasıl olduğu ve Jump konusudur. Jump Dergisi kısaca haftalık ya da aylık çıkan, toplu haftalık manga bölümlerinin olduğu, A4 boyutunda büyük ve kalın dergilerdir. Bu dergiler, mangakalar ile anlaşarak onların bölümlerini belirlenen tarihte yayınlarlar ve derginin mangadan sonraki, ilk ve son sayfalarında anime-manga içerikleri, gelecek bölüme ilişkin notlar, karakter açıklamaları, mangaka görüşleri, mail ile gelen soru cevapları, ödüllü yarışmalar vb içerikler bulunur. İnternetten okuma ve ciltler den alışıldığı gibi siyah beyaz değil, sayfa bir renk ve tonlarından oluşur(mavi, yeşil, vs) böylece her manga daha kolay ayrılır ve ileri de cilt olarak çıktığı zaman jump'ını alıp okumuş bir hayranı için koleksiyon değerinde olup tekrar okumak için yeniden aldırabilir.
(Bundan bahsettim çünkü yıllardan beri anime izleyip, manga okuyan bazı kişilerden bile bunları bilmediklerini öğrendim)
Jump içinde yer alan mangalar taranırken daha iyi görüntü için siyah beyaz ayarında tutulurlar. Ayrıca mükemmel tarama için genelde dergi parçalanarak her şeyin tam çıkmasına önem verilir. Para ile satılan dergilerin internete yükleyip dünyaya yayılması, anime-manga kültürünün dünyaya yayılmasında büyük rol oynamış ve hala da oynuyordur. Telif vs konuları olduğu doğru ama tam telifi mangaların bölümlerini okumak ya da indirmek için bulamazsınız. Daha doğrusu tam telif aldıktan sonrasını bulamazsınız. Bunlara "Hataraku Mao-sama" ve Tasogare X Otome Amnesia" iyi örneklerdir. Hataraku Mao-sama anime olmasından sonra mangasına bakanlar, anime hikayesinin yarısı kadar bir bölümün internette olduğunu görürler. İşte bu tam teliftir. Tasagore de ise animesinden farklı orijinal manga hikayesi devam ederken 50 bölümlerden sonra telif yüzünden devamının yüklenemediği görülür. Bazı serilerde bu olsa da çok bilindik ve biraz daha özelleşen serilerde nadir de olsa olmaktadır. Gintama, Naruto, Bleach, Dragonball gibi büyük, bilinen ve güçlü seriler isteseler yapabilirlerdi ama dünyaya yayılma önleneceği ve bu tam telifte bir maliyetli olduğundan yapmamışlardır. Kısaca online yayınlanması genelde serbest ama basılarak satışı yasaktır normal telifte.
Manga telifi konusuna girerken, ciltlerin telifleri ayrı olarak satın alınır ve almak isteyen herkese verilir. Çünkü telif hakkı da bir ürün ve ürün olduğundan satışı normaldir. Türkiye de son bir kaç yıldır popüler serilerin mangalarının cilt telifleri alınarak satışları başlandı. Bazı yayın evleri, garantili satış için sadece popüler ya da geçmişte popüler olmuş bilinen serileri seçtiler. Herkes için iyi bir adım düşününce. Bir cilt fiyatı uygun, bildiğiniz bir seri ve koleksiyon için neden olmasın, değil  mi? Bu iyi yanları var tutulduğu fark edilince 1,2,3,4,5 vs derken başlanan seriler aldı başını gitti ve bazıları sadece bir kaç cilt çevrildi. Bir kaç tane tamamlanan ve fazla cilt olduğundan çok çevrilenler de var ama 6 tanesi yarımken yenilere de geçiliyor elde olanları bitirmek yerine.
Tamam, ileride popüler olacak serilere el atmıyor ve garanti olması için animesi tutulan serilerin mangalarının telifleri alınıyor(bilinen ve popüler) ve satışları da iyi gidiyor. Eskiden daha iyiydi satışları diyelim.
Pekala bu satışları etkileyen en önemli faktörlerden biri çeviri kalitesidir. Bu mangaları, okumuş ya da o kültür hakkında bilgisi olan kişiler alıyor. Bilgisi yoksa bile bir süre sonra bilgi ediniliyor ister istemez ve göze çok çarpan, değiştirilmiş, sonradan eklenmiş yerler olduğunda da tadı kaçıyor.

Orijinal ile Değiştirilen Göze Çarpan Çeviriler 
Bazı dillerden çeviri yaparken diğer dilde tam anlamı olmayabilir ve bu zamanlarda genel anlamın düşmemesi ve o kültürün diline dair anlam bütünlüğü için basta açıklamalar bölümü olup orada belirtilerek o ek ya da kelime ile özel olarak bırakılmalıdır. Resmi çevirisini yaptığım Hifuu Club (Touhou) ilk bölümünde bu sorun ile karşılaştım. Açıklama ve yerine göre hitap biçimleriyle. Anlaşılacak biçimde bırakıp yazarken, editör notu olarak "lady, lord vs" yazımları kullanmam istendi. Olduğu gibi kullanmak istemem ile türkçe dil çevirisine zorunlu olarak lord, lady, ekselans kelimelerini sadece -sama kullanımlarıyla eklemem gibi. Editörümün amerikalı ve türkçe bilmediğini söylemiş miydim? Bu zorunluluk ile resmi öyle oldu ve harici verdiğim ise birebir oldu.
Noragami mangasında da bir benzeri karşıma geldi. "Bey" kelimesini görünce gülsem de "-san" saygı ekine ilk etapta bir karşılık getirmek zor ve anlam bakımından iyi değil. "Anlaşılması biçimden ve genel değişiklikler yapılması zorunludur" diye açıklama yapanlar var. Öne bir sayfa ekleyerek daha uygun yapmak daha iyi olur. Her ne kadar Japonca dan çeviri yapıldığı söylense de, manga cilt tasarımı İngilizce olandan alınma. Ters olmasından arkaya eklenen "dur, bu tersten okunur" gösterim sayfası buna en güzel örnek. Akışına yönelik sayfa oluyor da içerik ve anlam sayfası ile ilgili bir sayfa neden olmasın? Dil ve kültür hakkında ufak bilgiler her zaman faydalıdır.


Geçmiş Benzeri Örneği Var.
Tam ve düzgün bir dil ile yapılan çeviriyi herkes sever. Buradaki olay Harry Potter'ın ilk kitabının türkçe çevirisine benziyor ve bu önemli konu çabuk unutuluyor ya da bilinmiyor. Dünyaca bilinen ve satış rekorları kıran serinin ilk kitabı Türkiye de çok sattığı ve hala da yeni kapak çizimiyle fena bir satışının olmadığı biliniyor. Asıl bilinmeyen ise, ilk kitabının ilk hali satış rekorları kırmaktan çevirisi sayesinde uzaktı. İlk kitabı çeviren kişi bunun bir çocuk kitabı olduğunu ve her yaşa hitap etmek yerine çocuklara hitap edeceğinden onlara göre çevirmesi gerektiğini düşünmüş olmalı ki çevirisi öyle. Bu sebeple ilk çeviri olan "büyülü taş" o kadar satmamış ki yeni çevirisi olan "Felsefe Taşı" her yerde şu an.

Büyülü Taş
"Hogwarts Cadılar ve Sihirbazlar Okulu'nun sevimli kahramanları sonunda Türkçe'de Doğaüstü güçleri olduğunu öğrendikten sonra kendini büyük bir serüvenin içinde bulan Harry Potter, karanlık güçlere karşı giriştiği bu savaşta yalnız değil. Harry için mesaj taşıyan haberci baykuş Hedwing, kaba saba bir bekçi ama iyi yürekli bir sarhoş olan Hagrid, okulun en bilmiş ve en sevimli cadısı Hermione, en tehlikeli anlarda bile Harrynin yanından bir an olsun ayrılmayan biricik dostu Ron, her zaman itilip kakılan ama büyük bir cesaretle direnen Neville, ve tabi Harry nin Hogwarts'taki koruyucusu Profesör Dumbledore. İyi ve kötünün bildik mücadelesi hiç bu kadar neşeli olmadı. Gryffindor'un küçük sihirbazları bu inanılmaz serüvene sizleri de çağırıyor"

Felsefe Taşı

“Harry, elleri titreyerek zarfı çevirince mor balmumundan bir mühür gördü; bir arma – koca bir ‘H’ harfinin çevresinde bir aslan, bir kartal, bir porsuk, bir de yılan.”
HARRY POTTER sıradan bir çocuk olduğunu sanırken, bir baykuşun getirdiği mektupla yaşamı değişir: Başvurmadığı halde Hogwarts Cadılık ve Büyücülük Okulu’na kabul edilmiştir. Burada birbirinden ilginç dersler alır, iki arkadaşıyla birlikte maceradan maceraya koşar. Yaşayarak öğrendikleri sayesinde küçük yaşta becerikli bir büyücü olup çıkar.

Tabi bu kadar değiştirilemiyor ama "okuyucunun anlayacağı şekilde çeviriyorum" denilerek kolaya kaçıyorlar. Bunu okuyan genç nesil her bilgiyi olduğu haliyle isteyip kendisi ayrımını yapan, yaşı büyük olan nesil ise kültür, uygarlık, dil bilgisi gibi konuları çok iyi bilen insanlardır.
Bu konularda biraz sert olmamın nedeni hataları çevirilerin diğer insanlara hatalı aktarılması sonucu öyle algılama ve daha büyük hatalara yer verilmesidir. Ayrıca değiştirilen her söz, hikaye ve karakter özgünlüğüne aykırıdır. Mangaka'nın aktardığı ne ise öyle olmalıdır. Başka ülkelerin anayasaları ile Türkiye deki anayasanın bazı maddelerinin çeviri bakımından kelimesi kelimesine aynı olduğu görülür. Kullanım kılavuzları vs açıklama detayları gibi bir sürü çeviri kelimesi kelimesine aynıdır çünkü orijinalinden değiştirilirse anlamdan oluşabilecek farklı sonuçlar ve hatalar yapıldığı görülmüştür.

Neden Bu Hatalar Sürekli Yapılıyor. Yoksa?..
Fark ettiseniz çoğu serinin adı Japoncasının romanji yazımları olarak bırakılmış, bazılarının ki ingilizceye çevirilip japonya harici ülkelerde satışa sunulmuş ve bazıları ingilizce olduğundan kalmıştır. Hiç Türkçe karşılığına çevirilen var mı? Yok mu? Neden acaba?

:One Punch Man'in mangasını için çeviriye başlansın!
-Önce isimden başlayalım. Tek Yumruk Adam!
-Pek olmadı gibi. "Tek Yumrukta Deviren Adam" yazsak?
:Bizimkilerin aklı karışmasın?
-"Yumruğuna Kurban Adam" nasıl?
:Başı bizden ve samimi oldu. Tam bizim anlayacağımız, bizim içimizden çıkma gibi ama "adam" kısmı resmi. Bizlik değil
-"Yumruğuna Kurban Herif" daha iyi gibi.
:Muhteşem. Bu isim, içindeki hitap şekilleri ve bazı konuşmaları da değiştirdikten sonra olaylar Japonya yerine burada geçiyor hissi uyandıracak. işte satış bu'dur. Olanı ve bilineni satmak değil, olanı yeni gibi satmak!

:Orijinal doğru ve iyidir. Koruyun.


13 Temmuz 2017 Perşembe

Yaz için FGO  
İçerik & Merlin
(Bu yazım Fate serisinin oyunuyla ilgili olacaktır)

Yaz aylarının ortasına gelsekte sanki daha başı gibi hissediyor insan, değil mi? Bunun nedeni yaz sıcaklarının asıl şimdi başlaması ve iklimin takvime göre 1 ay daha ileri kayması. Pekala bu sıcak yaz zamanı neler yapılabileceğine gelirsek de sadece güneş battıktan sonra dışarı çıkılmasını tavsiye ediyorum. Eğer işe gidiyorsanız da öğle arasında güneşten uzak kalın ve aklınızı dağıtın. Bunun için daha dün başlayan Fate Grand Order'ın 2016 tekrar yaz etkinliği faydalı olacaktır. Hizmetkarların yeni halleri gelirken, asıl beklenen 2017 etkinliği 3 hafta sonra geliyor. Bu yıl ağustosa sarkmasının nedeni herkes beklediğinden dolayı, şirketin daha fazla kazanç için son tatil ayına atmasıdır.

FGO'dan konuşmaya başlamışken en iyi berserker Raikou ve en iyi caster olan Merlin'den de bahsetmek lazım(benim açımdan). Raikou yeni ve pek tanınmaya değiştrilmiş bir karakter olsa da Merlin bilinen ve yakın olarak yansıyan bir karakter olarak kalmıştır. Yenetenkleri harici durgun ve neşeli kişiliği bilinse de drama cd'si ve novel'ı ile bu pekişmiştir. Drama cd'sinin içinde kendi sesinden olay ve durum anlatımları olurken novel'ı ise onun hikayesini anlatmaktadır. Kısaca drama cd'sini dinleyen çoğu kişi gibi novel'ın aynı olduğunu düşünmeyin. Evet, drama cd'si japonca dublaj ve ingilizce altyazıya sahipken asıl önerdiğim novel'ı japonca ve kısmi ingilizce iken onu okumak çoğu kişi için biraz sorun olabilir. Burada devreye girerek az olan boş zamanımda çevirisine başladığımı söyleyebilirim. 

Şimdilik giriş niteliğinde olan ilk parçası
huzurunuzdadır ve devamı gelecektir.


Avalon’un Bahçesi
Bahçede (ilk parça)
Bu geniş ovalar, pürüzsüz bir biçimde her renkten çiçeklerle kaplıdır. Manzaranın tam ortasında duran ve tüm manzaraya en güzel görünen kısmından bakan sadece birkaç bahçe bulunur. Aralarında eşit mesafe bulanan bazı ağaç bahçelerinden bakıldığında yeşil renkle örtülü topraktan masmavi gökyüzüne kadar bu eşsiz manzara her yerden eşit mesafede görülmektedir. Burada insan yapımı bir çit, bir duvar, bir ev ya da herhangi bir engel bulunmamaktadır.
Sabahın ilk anlarında, ilkbaharın parlak ışıkları havada yazın o kaplayan tadını getiriyor.
Gece çökünce ise, sonbahar rüzgarı gökyüzünü süpürerek parlayan yıldızları getiriyor.

Bu dünya üzerinde yaşayan bir çok çiçek ve böcek vardır. Ormanlar, yeşillikler ve su içinde yaşayan bir çok canavara ev sahipliği yapmaktadır. Ve gölün üzerinde zarif bir canlı yaşadı.
Adamın görüşü cennet olurken dünyanın sonundaki bir ada oluştu. Bu diyarda sonsuza kadar yasaklanmış olan değiştirme seçenekleri onun ayaklarının altındaydı. Efsanelere geçtiğinde bu mikrokozmos, adı “elmaların adası” olarak bilindi. Sonsuz baharın adası; bir ütopya ki asla elde edilemeyen ya da akıllı hayvanların ulaşabildiği; bir diyar ki el değmemiş döngüsü ile dünyanın gördüğü en büyük düzen; ve garip bir diyar ki insanlık tarihi kadar uzun bir tarihi ama insanlık ile hiç kesişmeyen.
Buranın adı Avalon – ve burası denizin içindeki dünyanın kalbidir, dünyanın başlangıcından beri olan.
Hayır… bu tam doğru değil. Sonuçta bu diyar tamamen dünyanın hem alt hem de üst düzleminde yer alıyor. Bu diyarın kesinlikle var olduğunu söyleyebilirim, aynı yer ve bölgede bulunuyor ama kapalı olarak ayarlanmış birkaç aşamada.
Birisi bahçede insan formunda yürüdü, o adam uzun bir cübbe içindeydi ve cüppesi basit olmasına karşın en güzel kumaşlardan dokunan kaliteli bir tasarıma sahipti. Güneş ışınları uzun saçından ışıldıyordu, tutuşan gökkuşağı renkleriyle ondan geçerken ayakta durup ileriye doğru bakıyordu.
Deniz çiçekleriyle bir arkadaşlar konuşur gibi konuşuyordu. Zemindeki çiçeklerin tek bir yaprağını incitmeden, tereddütsüz ya da hiç şüphe duymadan yürümeye devam etti.
Şüphesiz bilge olarak bir çok yol arkadaşlığı yapmıştır bu bahçede. Kimse bir şey için olmadıkça bu yolculuğa çıkmaz geri dönüş yolunu bilmeden, çünkü Avalon’un sadece ölüler için olduğu bilinmektedir.
Hiçbir korku belirtisi olmadan bahçede yürüdü çünkü o başlı başına yabancı bir varlıktı. Bu cennete hiçbir yaşayan insanın adım atmadığı doğruydu ama basit bir biçimde farklı bir formda gibiydi.
Ona göre, dış dünya ile bahçe neredeyse aynıydı. Burası diğerlerinin evi olurken o sadece bir konuktu. O hiçbir yere ait değildi ve kendine göre birini sadece kendisi bulabilirdi. Başından beri, onun felsefesi insanlara ya da cennete dostça yaklaşmak olmamıştı; ‘neden’ diye sorulabilir; onun peşine düşen bir kadın yüzünden küçümsedi ve aklına gerçek dünyanın sonundan kaçmak için parlak bir fikir geldi.
“Ama burası gerçekten korkunç bir yer… havadaki büyü oranı çok ağır ve yoğun ki sanki bir vakum gibi içine çekiyor. Sadece tek bir nefes bile bu çağdaki birini kendinden geçirebilir. Bir cennetin efsasi, doğru… belki de burası bir silah olarak bile kullanılabilir?”
Bahçede yürürken aklına gelenleri kelimelere aktardı. Geride bıraktığı dünya ve insanlar beşinci yüzyıla aitti. O bıraktığı yerde kralın büyücüsüydü-ama son dövüşünde onun yanında durmaktansa, belirli bir kadınla ilgili nedenlerden ötürü kaçmak için kendisini bu diyara aktardı.
“Anlıyorum. Beklediğim gibi oldu… kral tarafından azarlanan Lord’ların desteğini alarak Mordred yükseldi. Hatta son yıllardaki sert kışlardan dolayı bile kral suçlanıyor. Böylece krallığın idealleri uğruna, sert krala karşı isyanın başlangıcı oldu. “


FGO Hakkında

Fate serisinin en uzun soluklu devam eden mobil oyunudur. İçinde serinin neredeyse tüm karakterleri olurken eklenmeye de devam etmektedir. Biriktirme ve güçlendirme bazlı bir kart oyunu izlenimi olsa da bunun yanında tur bazlı hafif taktik içerikli, ilerlemeli bir içeriğie sahiptir. Serinin karakterleri, tarihten önemli kişilerin değiştirilmiş halleri olup biriktirme esaslıdır.
Bir karakteri kart olarak aldığınızda seviye atlatarak gücünü yükseltebilirken buna ek olarak ekstra güç arttırıcı fou kartlarıyla biraz daha bu rakamı arttırabiliyorsunuz. Oyunun yakın zamanda ingilizce versyonu çıkmışken hala japonca olanını önermekteyim. Menüyi bildikten sonra, ne yapılacağı basitçe anlaşılarak yapılıyor. Hikayesini çoğu kişi "skip" diyerek geçerken okumak isteyenler içinse youtube da baştan sona kadar güncel olarak etkinliklerin çevirisi ile beraber bulunmaktadır. İngilizce oyunu başından başlar ve herşey için beklemek gerekirken, japoncasında eski etkinliklerin tekrarları yeni etkinliklerle ve ücretsiz hizmetkarlarla gelirken daha çeşitlidir.


Oyuna başlamadan Fate First Order giriş filmini de konu ile ilgili bilgi amaçlı izleyebilirsiniz. Oyunun ilk haritasındaki hikaye anlatılmaktadır.

Fate Grand Order oyununu, qoo app uygulamasını indirip içinden seçerek yükleyebilir ve güncellemelerini oradan yapabilir ya da google da aratıp(tercihen apkpure) adresinden güncel versyonu indirebilirsiniz.
Önemli Not: Oyunun ufak güncellemeleri kendi içinde yapılmaktadır ama büyük güncellemeler için apk dosyası yeniden indirilip yüklenmelidir. Olan versyonu silinmeden üzerine yüklenmelidir yoksa kayıt olan oyun silinir(oyunun silinip yeni apk dosyasının yüklenmesinde)





29 Ocak 2017 Pazar

Fate Extella Hakkında

Fate Extella'ya Giriş ve Kısaca Hikayesi
Fate serisinin son ve uzun süreden beklenen Musou oyunun sadece playstation için olduğundan sahip olanlar şu an oynarken sahip olmayanlar ise merak ediyor ve hazır videoları sırayla izleyip zaman alsa da konuyu öğrenmeye çalışıyorlar ya da playstation'a ileri de geçme hazırlıkları yapıyorlar. Extella'yı bitirdiğim ve konusunu merak eden uzun videolarını izlemek istemeyen ya da playstation'a geçmeyecekler için yüzeysel bir konu özeti hazırladım. Yüzeysel olduğundan detaylara girerek +2-3 sayfa daha eklemeyerek basit tutum. 
İyi okumalar.

Önceki oyunları olan Fate Extra ve Extra CCC içeriğinden gelen yeni, dijitalize uyumlu ve özel kase savaşı için uygun bir boyut, SE.RA.PH

İlk Hikaye - Nero
Extra ve Extra CCC oyunlarından zafer kazanmış ana karakter(Nero’nun hitabıyla Praetor) ve Nero kendi bölgelerine sahiplerdir ve her şey güzel giderken birden Praetor için bir hafıza kaybı başlamış gibi görünmektedir. Nero her şeyi anlatarak ona bağlılığını tekrarlarken diğer hizmetkarlarda kendilerini gösterek durum değerlendirmelerini takdim ederler.
Nero için bu sorun yetmezmiş gibi bir den Praetor’ün aşkı için rakibi, diğer güçlü hizmetkarı Tamamo belirir. Onun kaybolduğunu ve rahatladığını düşünen Nero yine bir aşk savaşı içine gireceğini sanacakken Tamamo’nun davranışları biraz değişmiştir ve arkasında biri durmaktadır. Arkasındaki… İKİNCİ BİR PRAETOR MÜ?! Nero ve Praetor gözlerine inanamazken Tamamo bu durumdan hoşnuttur çünkü kendisine ait bir efendisi vardır. Yine de bu aralarındaki rekabeti geçirmeyecektir çünkü artık bu bölge savaşları iki Praetor içinde bulunan ve hizmetkarlarının kullandığı regalia parçalarını ele geçirme. 
[Regalia, geçici olarak kullanılan hizmetkara büyük bir güç sağlamaya yararken iki tarafında amacı bunu kendi efendilerinin yararı için ele geçirmektir.]
Tamamo’nun Caster sınıfı olması onu alan büyüleri konusunda tehlikeli yaparken birden başka bir Caster sınıfı hizmetkarın ortaya çıkışı ve Praetor ile Nero’ya sadakatini sunması sonucu durum eşitlenmiş gibi gelmektedir. Bu yeni Caster’ın adı Archimedes olurken işe yarar olduğunu verdiği bilgilerle gösteriyor gibidir. Tamamo ile savaşlar başlamışken gökyüzünün çatlamasıyla başka bir boyuttan gelen kılıçlı bir kız Nero’ya saldırmaya başlar. Çok güçlü olan bu zayıf esmer kız adının Altera olduğunu söylerken arkasında üçüncü bir Praetor görünür.
Geldiği gibi aniden gitmesiyle yeni savaş alanı belli olur. Altera’yı yenerek onun Praetor’ünü almak için başlanan savaşı Nero’nun kazanmasıyla Archemedes arkadan güçlü bir saldırı ile gerçek yüzünü gösterir. Her şeyi yok etmek isteyen Archemedes, Altera’nın yok edici formunu uyandırarak başta Nero olmak üzere yok etme niyetindedir. Altera bu gücün zorlaması ile Sephyr’e(Dev yok edici bir canavar) dönüşürken mana almaya devam ettiği efendisi konumundaki üçüncü Praetor’ü omzuna sabitlemiştir ve bir süre sonra onu da tüketecektir. Nero bunun olmaması için zorlu bir dövüşe girerek kazanır. Altera, yenildikten sonra sevgiyle yere inen efendisine dokunmaya çalışsa da yok olur ve hasar alan çevreden düşen büyük bir kayada üçüncüyü ezmek üzere iken tüm manası Sephyr tarafından yok edildiği için 1 saniye fark ile yok olur. Nero arkasını dönerken Praetor bayılır. Nero, onu kucaklayarak merkezlerine, tahtına götürdüğünde gözlerini yavaşça açar. Nero onun kucağındadır ve hüzünlü gözlerle ona bakmaktadır. Onun yanında her zaman olacağını söyleyip hafifçe konuşurken Praetor yorulmuştur ve gözleri yavaşça kapanmaya başlar.
(Sahne sonunda üçüncü gibi yok olurken mana alacak bir efendisi olmayan Nero da yok olur. Hüzünlü Son)



İkinci Hikaye – Tamamo

Ola! Tamamo no Mae’nin diyarına hoş geldiniz! Burada tüm yönetim Tamamo da olurken her zaman sevgili, biricik efendisine danışmaktadır. Kendi efendisi varken mutluluğun zirvesindeyken amacı Nero’yu yenerek onun parçasını alarak efendisine vererek onu korumaktır. Tamamo, kendi takımındaki kahraman ruhlarına saygılı davranırken sadece Elizabeth’e temizlik ve benzeri küçük işleri vererek onu ciddiye almamaktadır. Elizabeth Bathory, kıyafet ve gösteriş meraklısı bir ejder kız olurken Tamamo’ya kızsa da emrinden çıkmamaktadır. 
Nero ile beklenen karşılaşma sonunda gelmiş ve iki tarafta tüm güçlerini kullanmışlardır. Bunun sonucu ayakta kalan kişi Tamamo olmuştur. Tamamo, Nero’nun Regalia’sını alırken Nero ve efendisinin manası biterek yok olmuşlardır. Tamamo, mutluluk dolu gelecek planlarını düşürken elindeki Regalia ani bir saldırı sonucu el değiştirmiştir. Saldırgan kaçmak yerine kendi yüzünü gösterirken, Tamamo buna şaşırırken ihanet yerine “yine ne aptallığın peşinde?” diye düşündüğü Elizabeth karşısındadır. Elizabeth kendini överek tapınılası bir kız olduğunu, kendine Dark Eliza denmesini istediğini söylerken bile Tamamo onu ciddiye almamaktadır. Sonuçta yaptıklarının da bir sınırı var derken Elizabeth parlak şeylere olan zaafı, ejder yönü ve aptallıklarını birleştirerek herkesin eline takarak kullanabileceği güç kaynağı Regalia’yı bir çırpıda ağzına atarak yemiştir! 
Keyifle midesine indirdiği sırada aşırı güç yüklemesi sonucu karnı ağrır ve herkes onun patlayacağını düşünürken Regalia gücünü onu geliştirmek için kullanarak Elizabeth ile birleşmiştir. Harika olduğunu düşünen Elizabeth uçarak uzaklaşırken Tamamo ile efendisi şaşkın ve eli boş eve dönerler.
------Altera’nın giriş sahnesi ve dövüşü Nero hikayesi ile aynıdır----

Dövüş sonrası Tamamo bir caster olarak efendisini desteklemekte ve onunla mutlu bir şekil alışverişe çıkmaktadır.

Üçüncü Hikaye - Altera
---Nero’nun hikayesinden başlamasından 1-2 saat öncesi---
Archemedes, yalnız olduğu bir anda zafer sahibi Praetor’ün yanına gelerek kendini tanıtır ve gelecek olan bir tehlikeden bahseder. Bir boyut kapısı açarak Praetor’ü kendi rızasıyla götürürken geldikleri yer, yerleri altın paralarla kaplı geniş bir mağaradır ve altınların hemen üzerinde bir dev uyumaktadır. Bu dev kız uyurken hiçte söylenen kıyameti getirecek gibi görünmemektedir diye düşünürken, Archemedes bir den “Onu şimdi yok etmelisin. İşte fırsat!” diye bağırır. Hayır cevabını almasıyla bağırmaya devam ederken dev kız uyanır ve Praetor’ü yakalar. Archemedes, dev’e hitap ederken elinde yakaladığının onu yok etmek istediğini ve onu yok etmesi gerektiğini söyleyerek gerçek niyetini belli eder. Praetor yakalandığı sırada kendini ruh, zihin ve beden olmak üzere 3 parçaya böler. Bir parçası Nero’ya, diğer parçası Tamamo’ya ve son parçası da dev kızın elinde kalır. Buna şaşıran dev kız onu yok etmeyeceğini söyleyerek Archemedes’i atar ve yakaladığı kişiye kendi “Altera” olarak tanıtır. Altera yakaladığı kız ile konuşurken onun 5 dakika öncesini hatırlamadığını ve hafıza kaybı yaşadığını fark eder. Ona artık onun esiri ve kendisinin mana kaynağı olarak sözde efendisi olduğunu belirtir. Altera’nın bölgesine girildiği anda alarmlar çalarken, Altera yeni esirini mağarasından dışarıya bir geçitten geçirir. Üçüncü Praetor, yanına baktığında Altera onun boyutunda ve bunun esirinden mana çeken bir kabuk olduğunu söyleyerek düşmanları aramaya başlar.
Rakipleri Nero ve Tamamo ile sıra ile karşılaşırken onların kahraman ruhları ile de savaşa girmiştir. Kendi yolu üzerine Jeanne, İskandar ve Gilgamesh ile dövüştükten sonra onu izlemeye karar verdiklerinde kendi bölgesi ve takımını tam olarak kurmuştur. 
Dış dünyada Altera sert bir kız olarak başarılarını kazanırken, mağarası içindeki dev bedenine geri döndüğünde esiri ile konuşurken kişiliğinin tersi hassas bir kız olmaktadır. Bu hassas kişiliği ile hafızası olmayan esirin ilişkileri kaçma düşüncesini bırakıp güven ve duygusallığa dayalı hale gelmiştir.
Son kısım olan Regalia kazanma sırasında Archemedes yine ortaya çıkarak gerçek doğasını Altera’yı yok edici canavar formu olan Sephyr’e dönüştürmek için göstermiştir. Üçüncü Praetor artık tek kalmıştır ve karşısında bir canavar onu yok etmek için duruyordur. Korku nedir bilmez bir şekilde karşısındaki canavara karşı hizmetkarı olarak gördüğü kızın adını haykırarak onu çağırmıştır. Altera bir yok edici değil, sadece efendisini korumak isteyen bir hizmetkar olarak bu çağrıya cevap vererek belirmiştir ve kendi canavar formuna karşı dövüş başlar.

Dövüş sonunda Altera yüzünde hüzünlü bir gülümseme ile her şey için teşekkür ederken yavaşça yok olur ve ardından sıra Praetor’de dir.

Dördüncü Hikaye – Nero(Regalia)

Her şey ilk hikayenin başlangıcı gibi ilerlerken bu sefer Archemedes niyeti başta fark edilir ve dövüşte yenildikten sonra kaçmasıyla genel durum değerlendirilmesi yapmaya başlanır. Nero, Praetor için diğer iki parçasını toplayarak tekrar bir bütün haline getirmeyi amaçlamıştır. Bunun için ilk olarak Tamamo ile konuşarak ona durumu anlatır. Tamamo da aynı fikirdedir ama gerçek efendisini Nero tarafında değil de kendi tarafında birleştirmeyi isteyerek Nero’da Regalia parçasını ister. Bunun üzerine Regalia için girdikleri dövüşte Tamamo kaybetse de Nero son darbeyi vurmaz ve onun parçasını alarak birleştirir. İki parçanın anıları sahip Praetor için ikisi de “daha çok kimin efendisi baskın geldi?” diye düşünürken ikisini de aynı derecede sahiplenerek iyi anlaşmaları söylenir. 
Dövüş sonrası takımlar birleşir ve aynı yerde yaşamaya başlarlar. Praetor ile Nero yakınlaşacakken Tamamo’nun oraya gelmesi, Tamamo yakınlaşmak üzereyken Nero’nun gelmesi derken zamanları romantik aşk üçgeni modunda geçmeye başlamıştır. 
Altera’yı da unutmayarak onun içinde kendilerini hazırlamaktadırlar. Altera’nın bölgesinde ona meydan okuduklarında, yapılan dövüş sonucu kazanmışlardır. Dövüş sonunda Altera’nın yanında üçüncü Praetor çıkarak kendi zamanının bittiğini açıklamıştır. Ayrılma sonucu parçaların yok olması kaçınılmazdır ve yok olmaya o da başlamışken kendi parçasını diğer Praetor’e atar birleştirmesini söyler. Altera ile zor vedalaşmalarının ardından yok olur. Mana kaynağı kesilen Altera’nın bedeni de yok olmaya başlamıştır. Nero’nun tüm yaptıklarından derinden etkilenen Altera, Nero’ya kendi kılıcını vererek kullanmasını isteyerek yok olur. 
Artık Praetor tamamlanmış ve hayati tehlikesi kalmamıştır ki Archemedes ortaya çıkarak onlara Altera’yı yolundan çektikleri için teşekkür eder ve onların üzerine gökyüzünden silahını gök taşı gibi düşürerek son zamanları olduğunu söyler. 
Nero her ne kadar güçlü olursa olsun neredeyse bir gökdelen boyunda ve onun üzerine düşmekte olan bir tehlikeyi yok edemeyecektir. Tehlike yaklaşmışken birden Titan Altera Nero’nun arkasında belirir ve gelen dev parçaya yumruk atarak onu savuşturarak Nero ile Praetor’ü kurtarır. Archemedes, Titan Altera’ya şaşırır çünkü mağarasında trans halindeyken onu uyku modunda bir kapan içinde mühürlemiştir. 
Nasıl çıktığına gelirsek, Elizabeth’ e teşekkür edilebilir. Olaydan birkaç dakika önce Elizabeth mağaraya Titan Altera’nın uzaylı kanını içerek kendini güçlendirmek için gelmiştir ama Titan Altera kapan içinde olduğundan ona ulaşmayınca kapanı kırmıştır. Elizabeth, nereye dişlerini geçirip kan içeceğini düşünürken Titan Altera uyanmış ve bir anda onu yakalamıştır. 
Titan Altera’nın yumruğu ile tehlike geçici olarak geçmiş olsa da Archemedes düşen parça ile bütünleşmiştir ve saldırmaya hazırdır. Titan Altera onu yok etmek için öne çıkmaya hazırdır ama yumruk attığı kolu bile yok olmaya başlamışken bu onun için imkansız demektir. Nero onu durdurup kendisinin yapacağını söyleyerek ondan aldığı kılıcı çıkarır. Mana’sını ona aktarak kılıçla birleşerek yeni bir dönüşüm ortaya çıkarır. Kanatlar, yeni zırhı ve kılıcı ile tam bir Valkyrie görünümüne sahip Nero(Saber Venus) mücadeleye atılır hedefin çekirdeğini de yok ederek her şeyi bitirir. Titan Altera da ona bu sırada yardım ederken artık tüm gücü bitmiş ve gülümsemesiyle onlara teşekkür ederek yok olmuştur. Bu yok olmadan gelen kalıntıların arasından masum bir küçük Altera çıkar.
Her şeyin geçmesinden sonra verilen ziyafet gibisi yoktur ve bu ziyafet masasında Nero ile Tamamo aynı anda Praetor ile daha da yakınlaşmak için çalışırken bir küçük Altera, Praetor’ün kucağında belirip yemeklerin tadına bakarak “biri iyi medeniyet, biri kötü medeniyet ama ikisi de çok lezzetli” diyerek ortaya çıkar. Nero ona iyi ya da kötü medeniyet olmadığını anlatırken bir aile tablosu çizerek mutlu sona ulaşırlar.

Ana hikayeleri bitirdikten sonra diğer tüm yan hikaye ve onların karakterleri de açılırken yeni dövüş modu ve özelleştirmeler ile beraber kullanabilirsiniz.Her karakterin kendi hikaye bölümleri içinde alternatif sonları da bulunmaktadır.

Hikaye bittiğine göre kızların dlc kıyafetleri de kullanarak yaptıkları koşu videosuna bakmayı da ihmal etmeyin.