16 Kasım 2017 Perşembe

2018 Gelecek/Beklenen Serileri
Overlord - 2.sezon (ocak)
Dagashi Kashi - 2.sezon
FLCL - 2 ve 3.sezon
Boku no Hero Academia - 3.sezon
Date a Live - 3.sezon
Tokyo Ghoul - 3.sezon
Fate Extra - Last Encore (ilk sezon)
(Sword Art Online için, bağlantılı iki seri çıkacağı açıklandı)

Yeni gelecek ve beklenen seriler arasında bunlar en popüler ve iyi olanları. Tabi yeni, o kadar bilinmeyen ama iyi serilerde gelmeye devam edecek ama o kadar duyurulmadan. Gerçi duyurulan ve hazır izleyici kitlesi olan Highschool DxD de 2018 de devam edecek seriler içinde yer alıyor ama ilk sezondan beri, 3 sezon çizimleri için çalışılan stüdyo'nun değiştirilmesi ile gelecek olan 4 sezonda hikaye ve sesler harici "Ben aslında Chuunibyou Demo Koi ga Shitai seriyim ama çaktırmıyorum" diyor. Gakuen(学園) tarzı denilen bu tür genel tatlı-okul seriler ile eski seri bağdaşmıyor. Studyo ile sorun çıkmışsa, yerine başka ve eski çizimlere yakın ya da daha iyi çizebilecek bir stüdyo ayarlanmalıydı. DxD, 2.sezondan sonra stüdyosu ecchi ve komedi türünde bir seri çıkarmış ve çizim olarakta DxD'nin tarzını biraz daha keskin çizgilerle kullanmışlardır. Üzerinden zaman geçse de DxD hayranları ve yeni izleyici kitlesi tarafından izlenerek kar ile yapım bütçesini fazlasıyla karşılamıştır. Sadece buna bakılarak bile devam denmesi gerekirdi ki sonuçta DxD yi satan ilk başında iblisXharem konusu olsa da novel'ı için, animesinde konu ve özellikle kaliteli çizimleri olmuştur. DxD, novel olarak başlamış ve ilk sezon animesinden sonra ikinci sezona az kalmışken mangası yapılan bir seridir. Yalnız manga satışları o kadar başarılı değildir çünkü çizimleri yeterince iyi değildir.

Mangalardan bahsederken günümüzde sevilen iki seriye değinmeden olmaz. İlki Shingeki no Kyojin. SnK animesinin ilk sezonundan sonra Sword Art Online gibi sadece novel değil mangasının olduğunu duyan hayranları tarafından bayağı alınan ve sonra dan manga satışları orta düzeyden yükseğe ve yeniden orta düzeye düşen bir mangadır. Neden mi? Çünkü çizimleri o kadar iyi değildi. Anime stüdyosu'nun iyi ve yerinde çizgileri mangasından esinlenmiş ve güzel yapılmıştı ama hayran kitlesi bu çizimlere ayarlanınca(mangasının devamında ne olacağını merak edemeyerek), maalesef çizimler konusunda biraz hüsran yaşadılar. Çünkü anime stüdyosu daha iyi bir iş çıkarmıştı. Bu olayı mangakasının fark etmesi ve artık kesinleşen uzun seri olduğundan dolayı çizimlerini geliştirerek daha iyi yaptı ve satışları arttırdı.
İkinci seri ise, Boku no Hero Academia'dır. Yukarıdaki durumun tam tersine başından güncel son bölüme kadar manga çizgileri aynı ve anime stüdyosu ile yakın olduğundan, animesi sonrası mangasının satış rakamları güncel olarak artmıştır.

İnternet sayesinde bir Manga Hakkında Bilinmeyeler? - JUMP

İnternet sayesinde çoğu kişi yeni ya da bildikleri mangaları haftalık olarak takip edebilmektedir. Bunu herkes biliyor ama bazı kişilerin bilmedikleri ise güncel takibin aslında nasıl olduğu ve Jump konusudur. Jump Dergisi kısaca haftalık ya da aylık çıkan, toplu haftalık manga bölümlerinin olduğu, A4 boyutunda büyük ve kalın dergilerdir. Bu dergiler, mangakalar ile anlaşarak onların bölümlerini belirlenen tarihte yayınlarlar ve derginin mangadan sonraki, ilk ve son sayfalarında anime-manga içerikleri, gelecek bölüme ilişkin notlar, karakter açıklamaları, mangaka görüşleri, mail ile gelen soru cevapları, ödüllü yarışmalar vb içerikler bulunur. İnternetten okuma ve ciltler den alışıldığı gibi siyah beyaz değil, sayfa bir renk ve tonlarından oluşur(mavi, yeşil, vs) böylece her manga daha kolay ayrılır ve ileri de cilt olarak çıktığı zaman jump'ını alıp okumuş bir hayranı için koleksiyon değerinde olup tekrar okumak için yeniden aldırabilir.
(Bundan bahsettim çünkü yıllardan beri anime izleyip, manga okuyan bazı kişilerden bile bunları bilmediklerini öğrendim)
Jump içinde yer alan mangalar taranırken daha iyi görüntü için siyah beyaz ayarında tutulurlar. Ayrıca mükemmel tarama için genelde dergi parçalanarak her şeyin tam çıkmasına önem verilir. Para ile satılan dergilerin internete yükleyip dünyaya yayılması, anime-manga kültürünün dünyaya yayılmasında büyük rol oynamış ve hala da oynuyordur. Telif vs konuları olduğu doğru ama tam telifi mangaların bölümlerini okumak ya da indirmek için bulamazsınız. Daha doğrusu tam telif aldıktan sonrasını bulamazsınız. Bunlara "Hataraku Mao-sama" ve Tasogare X Otome Amnesia" iyi örneklerdir. Hataraku Mao-sama anime olmasından sonra mangasına bakanlar, anime hikayesinin yarısı kadar bir bölümün internette olduğunu görürler. İşte bu tam teliftir. Tasagore de ise animesinden farklı orijinal manga hikayesi devam ederken 50 bölümlerden sonra telif yüzünden devamının yüklenemediği görülür. Bazı serilerde bu olsa da çok bilindik ve biraz daha özelleşen serilerde nadir de olsa olmaktadır. Gintama, Naruto, Bleach, Dragonball gibi büyük, bilinen ve güçlü seriler isteseler yapabilirlerdi ama dünyaya yayılma önleneceği ve bu tam telifte bir maliyetli olduğundan yapmamışlardır. Kısaca online yayınlanması genelde serbest ama basılarak satışı yasaktır normal telifte.
Manga telifi konusuna girerken, ciltlerin telifleri ayrı olarak satın alınır ve almak isteyen herkese verilir. Çünkü telif hakkı da bir ürün ve ürün olduğundan satışı normaldir. Türkiye de son bir kaç yıldır popüler serilerin mangalarının cilt telifleri alınarak satışları başlandı. Bazı yayın evleri, garantili satış için sadece popüler ya da geçmişte popüler olmuş bilinen serileri seçtiler. Herkes için iyi bir adım düşününce. Bir cilt fiyatı uygun, bildiğiniz bir seri ve koleksiyon için neden olmasın, değil  mi? Bu iyi yanları var tutulduğu fark edilince 1,2,3,4,5 vs derken başlanan seriler aldı başını gitti ve bazıları sadece bir kaç cilt çevrildi. Bir kaç tane tamamlanan ve fazla cilt olduğundan çok çevrilenler de var ama 6 tanesi yarımken yenilere de geçiliyor elde olanları bitirmek yerine.
Tamam, ileride popüler olacak serilere el atmıyor ve garanti olması için animesi tutulan serilerin mangalarının telifleri alınıyor(bilinen ve popüler) ve satışları da iyi gidiyor. Eskiden daha iyiydi satışları diyelim.
Pekala bu satışları etkileyen en önemli faktörlerden biri çeviri kalitesidir. Bu mangaları, okumuş ya da o kültür hakkında bilgisi olan kişiler alıyor. Bilgisi yoksa bile bir süre sonra bilgi ediniliyor ister istemez ve göze çok çarpan, değiştirilmiş, sonradan eklenmiş yerler olduğunda da tadı kaçıyor.

Orijinal ile Değiştirilen Göze Çarpan Çeviriler 
Bazı dillerden çeviri yaparken diğer dilde tam anlamı olmayabilir ve bu zamanlarda genel anlamın düşmemesi ve o kültürün diline dair anlam bütünlüğü için basta açıklamalar bölümü olup orada belirtilerek o ek ya da kelime ile özel olarak bırakılmalıdır. Resmi çevirisini yaptığım Hifuu Club (Touhou) ilk bölümünde bu sorun ile karşılaştım. Açıklama ve yerine göre hitap biçimleriyle. Anlaşılacak biçimde bırakıp yazarken, editör notu olarak "lady, lord vs" yazımları kullanmam istendi. Olduğu gibi kullanmak istemem ile türkçe dil çevirisine zorunlu olarak lord, lady, ekselans kelimelerini sadece -sama kullanımlarıyla eklemem gibi. Editörümün amerikalı ve türkçe bilmediğini söylemiş miydim? Bu zorunluluk ile resmi öyle oldu ve harici verdiğim ise birebir oldu.
Noragami mangasında da bir benzeri karşıma geldi. "Bey" kelimesini görünce gülsem de "-san" saygı ekine ilk etapta bir karşılık getirmek zor ve anlam bakımından iyi değil. "Anlaşılması biçimden ve genel değişiklikler yapılması zorunludur" diye açıklama yapanlar var. Öne bir sayfa ekleyerek daha uygun yapmak daha iyi olur. Her ne kadar Japonca dan çeviri yapıldığı söylense de, manga cilt tasarımı İngilizce olandan alınma. Ters olmasından arkaya eklenen "dur, bu tersten okunur" gösterim sayfası buna en güzel örnek. Akışına yönelik sayfa oluyor da içerik ve anlam sayfası ile ilgili bir sayfa neden olmasın? Dil ve kültür hakkında ufak bilgiler her zaman faydalıdır.


Geçmiş Benzeri Örneği Var.
Tam ve düzgün bir dil ile yapılan çeviriyi herkes sever. Buradaki olay Harry Potter'ın ilk kitabının türkçe çevirisine benziyor ve bu önemli konu çabuk unutuluyor ya da bilinmiyor. Dünyaca bilinen ve satış rekorları kıran serinin ilk kitabı Türkiye de çok sattığı ve hala da yeni kapak çizimiyle fena bir satışının olmadığı biliniyor. Asıl bilinmeyen ise, ilk kitabının ilk hali satış rekorları kırmaktan çevirisi sayesinde uzaktı. İlk kitabı çeviren kişi bunun bir çocuk kitabı olduğunu ve her yaşa hitap etmek yerine çocuklara hitap edeceğinden onlara göre çevirmesi gerektiğini düşünmüş olmalı ki çevirisi öyle. Bu sebeple ilk çeviri olan "büyülü taş" o kadar satmamış ki yeni çevirisi olan "Felsefe Taşı" her yerde şu an.

Büyülü Taş
"Hogwarts Cadılar ve Sihirbazlar Okulu'nun sevimli kahramanları sonunda Türkçe'de Doğaüstü güçleri olduğunu öğrendikten sonra kendini büyük bir serüvenin içinde bulan Harry Potter, karanlık güçlere karşı giriştiği bu savaşta yalnız değil. Harry için mesaj taşıyan haberci baykuş Hedwing, kaba saba bir bekçi ama iyi yürekli bir sarhoş olan Hagrid, okulun en bilmiş ve en sevimli cadısı Hermione, en tehlikeli anlarda bile Harrynin yanından bir an olsun ayrılmayan biricik dostu Ron, her zaman itilip kakılan ama büyük bir cesaretle direnen Neville, ve tabi Harry nin Hogwarts'taki koruyucusu Profesör Dumbledore. İyi ve kötünün bildik mücadelesi hiç bu kadar neşeli olmadı. Gryffindor'un küçük sihirbazları bu inanılmaz serüvene sizleri de çağırıyor"

Felsefe Taşı

“Harry, elleri titreyerek zarfı çevirince mor balmumundan bir mühür gördü; bir arma – koca bir ‘H’ harfinin çevresinde bir aslan, bir kartal, bir porsuk, bir de yılan.”
HARRY POTTER sıradan bir çocuk olduğunu sanırken, bir baykuşun getirdiği mektupla yaşamı değişir: Başvurmadığı halde Hogwarts Cadılık ve Büyücülük Okulu’na kabul edilmiştir. Burada birbirinden ilginç dersler alır, iki arkadaşıyla birlikte maceradan maceraya koşar. Yaşayarak öğrendikleri sayesinde küçük yaşta becerikli bir büyücü olup çıkar.

Tabi bu kadar değiştirilemiyor ama "okuyucunun anlayacağı şekilde çeviriyorum" denilerek kolaya kaçıyorlar. Bunu okuyan genç nesil her bilgiyi olduğu haliyle isteyip kendisi ayrımını yapan, yaşı büyük olan nesil ise kültür, uygarlık, dil bilgisi gibi konuları çok iyi bilen insanlardır.
Bu konularda biraz sert olmamın nedeni hataları çevirilerin diğer insanlara hatalı aktarılması sonucu öyle algılama ve daha büyük hatalara yer verilmesidir. Ayrıca değiştirilen her söz, hikaye ve karakter özgünlüğüne aykırıdır. Mangaka'nın aktardığı ne ise öyle olmalıdır. Başka ülkelerin anayasaları ile Türkiye deki anayasanın bazı maddelerinin çeviri bakımından kelimesi kelimesine aynı olduğu görülür. Kullanım kılavuzları vs açıklama detayları gibi bir sürü çeviri kelimesi kelimesine aynıdır çünkü orijinalinden değiştirilirse anlamdan oluşabilecek farklı sonuçlar ve hatalar yapıldığı görülmüştür.

Neden Bu Hatalar Sürekli Yapılıyor. Yoksa?..
Fark ettiseniz çoğu serinin adı Japoncasının romanji yazımları olarak bırakılmış, bazılarının ki ingilizceye çevirilip japonya harici ülkelerde satışa sunulmuş ve bazıları ingilizce olduğundan kalmıştır. Hiç Türkçe karşılığına çevirilen var mı? Yok mu? Neden acaba?

:One Punch Man'in mangasını için çeviriye başlansın!
-Önce isimden başlayalım. Tek Yumruk Adam!
-Pek olmadı gibi. "Tek Yumrukta Deviren Adam" yazsak?
:Bizimkilerin aklı karışmasın?
-"Yumruğuna Kurban Adam" nasıl?
:Başı bizden ve samimi oldu. Tam bizim anlayacağımız, bizim içimizden çıkma gibi ama "adam" kısmı resmi. Bizlik değil
-"Yumruğuna Kurban Herif" daha iyi gibi.
:Muhteşem. Bu isim, içindeki hitap şekilleri ve bazı konuşmaları da değiştirdikten sonra olaylar Japonya yerine burada geçiyor hissi uyandıracak. işte satış bu'dur. Olanı ve bilineni satmak değil, olanı yeni gibi satmak!

:Orijinal doğru ve iyidir. Koruyun.


1 yorum:

  1. Güzel bir noktaya değinmişsiniz.Bence de en orijinal ve anlamını en anlaşılır şekilde aktarmak en güzelidir.Bunun için her iki kültürü de belli bir oranda bilmek gerekir.Güzel yazınız için Teşekkürler :) Ellerinize sağlık :)

    YanıtlaSil